Yapı Biyolojisi ve Ekolojisinin Temelleri Öğrenim Programı
9-10 Ekim 2021 haftasonu
Neden Katılmalısınız
PROGRAM İÇERİĞİ
Program, Enstitü kurucumuz ve uzun süre yapı biyolojisi ve ekolojik mimarlık alanında akademik ve uygulamalı çalışmalarına devam eden And Akman tarafından veriliyor. 9-10 Ekim’de eğitime yapı biyoloğu Y. Mimar Damla Yağcı katkı verecek, kendisi IBN uzmanlık eğitim içeriğinden, kendi öğrenim tecrübesi ve birikimden aktarımlarda bulunacak.
İki Günlük Öğrenim Programı Enstitü Merkezi’nde verilmektedir, ilk gün sunumlarla temel kavramların işlenmesi, ikinci gün teknik gezi ve atölye çalışmasını içerir, program akışı için tıklayınız.
PROGRAMIN FAYDALARI
1. GÜN
SUNUM İÇERİKLERİ
YAPININ İNSAN SAĞLIĞINA ETKİLERİ
Bugün artık ömrünüzün %90’ını kapalı yapay çevrelerde, yani yapı içlerinde geçirdiğimizden dolayı, iç mekanlar, beslenmenin yanında sağlığımızı belirleyen en önemli etkileyici unsurdur. Nüfus yoğunluğundan hava kirliliğine, yapı kimyasallarından toksik bileşiklere, radyasyonlardan alerjenlere kadar, tüm bu etkenler ruhsal ve bedensel sağlığımızı artık domine etmektedir. İnsan eliyle inşaa edilen mekanları, evimizi, işyerimizi, bizi saran üçüncü bir deri, bize en yakın yaşamsal çevre olarak tanımlayabiliriz. Bu yapay çevrenin performansının ise doğala doğru evrilmesi hedeflenmektedir.
YAPININ ÇEVRE SAĞLIĞINA ETKİLERİ
Gezegenimizin bizi taşıma sınırını tartışırken, mimarlığa da yansıttığımız tüketim alışkanlıklarını sorgulamalıyız, yapıların doğal ekosistem ile olan ilişkilerini ve mimarlığın nasıl olması gerektiğini Yapı Ekolojisi disiplininde inceliyoruz. Bina inşaa etmek, kentleri dönüştürmek için tüketilen gömülü enerjilerden karbon ayak izine, işletme döngülerinden geri dönüşüm performanslarına kadar yapı sektörünün çevresel etkileri “yapı ekolojisi” disiplini içinde incelenirken doğayı koruyan performansların nasıl entegre edilebileceği de yine aynı disiplinin kapsamındadır.
ZEHİRSİZ DOĞAL YAPI MALZEMELERİ
Yapı malzemelerinin nitelikleri, iç iklimi ve dolayısıyla sağlığımızı, refah algımızı belirleyici boyutta etkilemektedir. Bu yüzden malzeme fiziksel ve mekanik özelliklerin yanında, insan, iç iklim ve çevre sağlığını bütünsel anlamda desteklemelidir. Günümüzde yapı malzemelerinin neredeyse tamamına yakını, kanserojen ya da toksik kimyasallar ile üretiliyor. Buna karşı gelişen talebe cevap veren doğal ve zehirsiz yapı malzemelerinin sektörel gelişimi ise özellikle çevre bilincinin tabana yayılmış olduğu coğrafyalarda büyümektedir.
YAPININ İNSAN SAĞLIĞINA ETKİLERİNİN ÖLÇÜMÜ
Yapılar, “yapay kapalı ortamlardır” ve içinde barındırdığı insanın sağlığına olumlu ya da olumsuz yönde etki eder. İç ortam ikliminin sağlımıza etkisini “biyoklimatik yapı analizleri” ile belirleyebiliyoruz. Biyoklimatik yapı analizinde, iç mekanların sıcaklık/nem ilişkileri, elektroiklim değerleri, toksik gaz emisyonları, radon/radyoaktivite yoğunlukları ve alerjenler ölçülür, dış ortam değerleri ile karşılaştırılır. Bu değerlerin insan sağlığına etkileri değerlendirilir.
ELEKTROSMOG, RADYASYON
Günümüzde yaşadığımız ve çalıştığımız çevrelere doğal olmayan bir elektroiklim egemendir. Biyosferdeki ışınsal iklim, yani elektroiklim tüm canlıların gelişimleri, varoluşlar ve yönlenmeleri açısından primer bir etken olduğundan, yapı biyolojisi açısından ve günümüzdeki çevre sorunları içerisinde çok önemli bir yer tutmaktadır. Çevremizdeki elektrik şebekelerinin, yapılarımızdaki elektrik tesisatlarının ve özellikle mobil iletişim teknolojilerinin yaydığı dalga boylarının sağlığımıza etkileri yakın geçmişe kadar araştırma konusu bile değilken, bugün yapı biyolojisinin en önemli alanlarından birisi durumuna gelmiştir.
ALERJENLER, MANTARLAR, BAKTERİLER
Yapılarımızın tasarımsal özellikleri, inşaa edildikleri yapı malzemeleri ve mekanik çözümleri, havayla doğrudan temas halinde olan organizmaları yani ev tozu akarlarını, polenleri ve küf mantarlarını tetikleyerek sağlığımızı etkilemektedir. Baş ağrısı, solunum yolları rahatsızlıkları, akciyer ve bronşit sorunları, akciyer kanseri, alerjiler, astım, kronik cilt ve göz rahatsızlıkları gibi hastalıklara sebep olan bu aero alerjenlerin oluşma ve üreme koşulları ise mimari çözümler ile doğrudan ilişkilidir.
TOKSİK YAPI MALZEMELERİ, İÇ İKLİM
Günümüzde yapı malzemelerinin bir çoğunun üretiminde, plastik doğramalarda, sentetik elyaf yünü ısı yalıtımı malzemelerinde, yonga levhalarda ve boya ile cilalarda toksik kimyasallar kullanılır. Bu nedenden formaldehit, pentaklorfenol, polistirol, polivinilklorit, cıva, flor, fenol, vinilklorit ve lindan gibi kimyasallar, toksik gazlar şeklinde iç mekan ortamına salınmakta ve kanserojen etkilere, deri alerjilerine, böbrek hastalıklarına neden olmaktadır.